Sayın Anne ve Babalar
Sizler çocuklarınızı yakından tanıyan, onlarla yoğun ilişkiler içinde olan kişilersiniz. Onların yeni beceriler edinmelerinde önemli role sahipsiniz. Çocuklarınızın; kendilerine güvenen, kendilerini ifade edebilen ve çevreleriyle iyi iletişim kurabilen bireyler olarak yetişmeleri, ev – okul ortamlarına ve bu ortamlardaki tutum ve davranışlarına bağlıdır.
Çocuklar, kendi yaşıtlarıyla sosyal bir gurup olarak etkileşim içinde yaşamayı okul ortamında öğrenirler. Bu durum akademik gelişim göstermeleri için de önemli bir temeldir. Bir başka değişle; kendini ifade edebilen, soru sormasını bilen, karşısındaki kişiyi dinleyip anlayabilen, zorluklarla nasıl başa çıkabileceğini öğrenmiş bir çocuk; kendisinden beklediğiniz akademik becerileri (okuma, yazma, matematik, fen, …) daha kolay geliştirecek ve bu alanlara ilgisi artacaktır.
Çocukların sürekli gelişim ve değişim içinde oldukları bilinen bir gerçektir. Bir başka gerçek ise bir alandaki değişimin ve gelişimin diğer alanlara da yansıdığıdır. Bu ilişki dikkate alındığında ev – okul ortamlarını birbirlerinden soyutlamadan anne – baba – eğitimci birlikteliği sağlanarak öğrencilerin çok yönlü (sosyal, kişisel, duygusal, akademik) gelişim göstermelerine rehberlik yapılabilir. Çocukların kişisel, sosyal ve duygusal ihtiyaçları göz ardı edilerek, yalnızca akademik başarılarını artırmaya çalışmak verimsizlik yarattığı gibi; hayata hazırlanamama, edindiği bilgilerden yararlanamama, ileri öğretim basamakları için hazır hale gelememe…vb sorunları da beraberinde getirmektedir.
Yıllardır uygulanmakta olan salt bilgi aktarımına dayalı öğretim programları, yalnızca zihinsel etkinlikleri ön plana çıkarmaktadır. Bu tek yanlılık, öğrenim yaşantılarının anlamsız yarışa dönmesine sebep olmakta, öğrencilerde yetersizlik duygusu geliştirmekte, öz güven ve dayanışma duygusuna zarar vermektedir.
Doğal yetenekleri sınırlayıp genel gelişimi olumsuz etkileyen; duyuşsal alanı ihmal edip bilişsel alanı esas alan ve günümüz çocuğunun eğitim ihtiyacına karşılık vermeyen kalıplaşmış eğitim anlayışıyla bilgi toplumun insanı yetiştirilemez.
Okulumuzdaki çalışmaları alışılagelmişlikten uzaklaştırıp çok boyutlu hale getirebilmemiz, gerçekleştireceğimiz OKUL – AİLE işbirliğine bağlıdır.
Ev ortamları, sosyal becerilerin denenip geliştirilmesi için büyük önem taşımaktadır. Bu ortamın eğitim – öğretimi destekler olması durumunda:
“Dinleme, konuşmayı başlatma ve sürdürme, soru sorma, kendini tanıtma, itiraf etme, yardım isteme, yardımda bulunma, guruba katılma, guruba uyum sağlama, özür dileme, ikna etme, duygularını ifade etme, başkalarının duygularını anlamaya çalışma, korku ile başa çıkma, paylaşma, izin isteme, kızgınlığı kontrol etme, kavgadan uzak durma, hakkını koruma, bilgi toplama, bilgi paylaşma, başarısız olunan bir durumla başa çıkma, yanlışını öğrenme fırsatı olarak değerlendirme, sorunların nedenini araştırma, … v.b. beceriler akademik gelişimle birlikte kazanılacak, böylece gerek okul gerekse anne – babalar beklentilerine erişmiş olacaktır.”
Öğrencilerimizin bilişsel, duyuşsal ve toplumsal yönden kendilerini geliştirebilmeleri için, önceki yıllarda olduğu gibi bu eğitim – öğretim yılında da okulla birlikte hareket etme noktasında yardımlarınızı bekler, çocuklarımızın geleceğinin hepimizin sorumluluğunda olduğunu hatırlatırım.
Turan Işık
Özel Fidem Koleji
Eğitim Koordinatörü