“Eğitime konu olan her şeyde, uygunluk, denge, tamlık olması gerekir.”Bilinciyle; öğrencilerimizin bedensel, zihinsel, duygusal ve ahlaki eğitimi bir bütün halinde ele alınır.
“Çocuk, çevresiyle ilgilenme, hareket etme, iş yapma ve etkinlikte bulunma güdüleriyle yüklüdür.” Çalışmalarımızın her aşamasında bu durum gözetilir.
Eğitim – Öğretim, öğrencilerin bulundukları gelişim düzeyine uygun olarak düzenlenir.
Öğrencinin özel yeteneklerini sergilemesine ve geliştirmesine fırsat verilir.
Her türlü etkinlik, öğrencinin ihtiyaçlarına göre ve öğrencinin aktif katılımı ile gerçekleştirilir.
Öğretim konusunun seçiminde, işlenmesinde ve değerlendirilmesinde yaşama yakınlık hedeflenir.
Eğitim – Öğretim kurumları ve dersler bizzat hayatın kendisi olarak düşünülür, eğitim içerikleri yakın çevreden seçilir, dersin ve eğitimin biçimi yaşama yakın tutulur.
“Öğrenmenin hammaddesi olan yaşantı, beş duyu aracılığı ile nesne ya da olayın kendisinden alınır,” ilkesinden hareketle ezbercilikten uzak, yaparak – yaşayarak öğrenme etkinlikleri düzenlenir.
Eğitimi etkili kılmak amacıyla çocuğun kendi eğitiminde kendisinin rol alması sağlanır. Bu süreç içerisinde öğretmen, öğrenmeyi örgütleyen ve yol gösteren olarak görev almaya özen gösterir.
Öğrencilerin, kişiler arası iletişim sağlama doğrultusunda gelişim göstermeleri ve toplumsallaşmaları hedeflenir.
Günün bir kısmında genel eğitim – öğretim faaliyetlerini yürütmek, bir kısmında da yaratıcı etkinliklerde bulunmak, öğrenci katılımıyla yapılan bir plan doğrultusunda gerçekleştirilir.
Eğitim – Öğretim etkinliklerinin her safhasında zaman, emek ve enerji bakımından ekonomiklik ön planda tutulur.
Öğrencinin kendine özgü gözlemi – eylemi, düşüncesi ve sonuç çıkarması, kıyaslaması ve sorgulaması önemsenir.